Yaşantımıza yeni girmiş gibi gözükse de aslında elektrikli araçların icadı ve sosyal yaşamda kullanımı yıllar öncesine dayanıyor .Tarihte kayıtlara geçen ilk elektrikli araç 1835 tarihinde Thomas Davenport tarafından Amerika Vermont ‘ta icat edilmiştir.
ELEKTRİKLİ ARAÇ 188 YIL ÖNCE ÜRETİLDİYSE NEDEN GÜNÜMÜZDEKİ KADAR RAĞBET GÖRMEDİ ?
Bu soruların cevaplarını beraber incelerken günümüzde de elektrikli araçların alınıp alınmayacağının cevabını ortaya çıkarmış olacağız. 1800 ‘lü yıllarda icat edilen elektrikli araçlar aslında 1900 ‘lü yılların başına kadar üretildi ve sosyal yaşamda da kullanılabilir durumdaydı ancak içten yanmalı araçların (ICE) seri üretim hızı ve maliyetindeki olumlu gelişmeler elektrikli araçları ikinci plana attı diyebiliriz.
GÜNÜMÜZDE ELEKTRİKLİ ARAÇLAR NEDEN RAĞBET GÖRMEYE BAŞLADI ?
Elektrikli araçların şarj olanağı ve sürüş menzil değerleri bahsedilen eski yıllarda da günümüzde de en önemli konu başlığıdır. O dönemde şarj olanağı ve sürüş menzil değerleri tabii ki de günümüze oranla vasattı . Şuan 1000 km yi bulan sürüş menzili ve birçok yerde şarj olanağı elektrikli araçların sosyal yaşamımıza da hızlı bir şekilde gireceğinin göstergesi .
Tabii ki de sadece bu göstergeler elektrikli araçları daha popüler hale getirmiyor . 2000 ‘li yıllar sonrasında dünyamızda global iklim krizi olan küresel ısınmanın etkisini gitgide hissetmeye başladık . Sera etkisi ile buzullardaki erimenin hızlanması, buzul iklim ve aşırı kurak iklim şartları bunlara en çarpıcı örnek olabilir.
İçten yanmalı araçların egzoz emisyonları bahsettiğim sera etkisini tetikleyen en büyük unsurlardan bir tanesidir. 2005 yılında yürürlüğe giren KYOTO sözleşmesine göre dünya ülkeleri bu etkiyi azaltmak için bir dizi önlem alacağını ilan etmiştir.
KYOTO protokolüne ait detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Bu anlaşmaya göre egzoz emisyon değerlerini ciddi oranda azaltmak ve 0 a indirgeme kararı sonrasında hibrit araçlar (HEV&PHEV) , elektrikli araçlar (BEV) ve alternatif yakıtlı araçlarda odak noktamıza girmiş oldu.
ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN SAYISI ARTACAK MI ?
Trende göre bakıldığında evet elektrikli araçların üretiminde ve satışında hızlanarak artan bir eğilim olacağı kesin. Kullanıcılar olarak bazımız kendimizi bu değişime hazır hissediyor bazılarımız ise henüz zamanı olmadığını düşünüyor olabilir. Benim görüşüm yaşanılan coğrafyanın ve ülkede bulunan regülasyonun elektrikli araçlara bakış açısı o bölgedeki dönüşüm hızını da belirleyeceği yönündedir .
Ülkemiz adına örnek verecek olursam üretimine başlanan yerli elektrik araçlar, ithal edilen onlarca elektrikli araç modeli ve bu araçlara uygulanan özel düşük vergilendirme sisteminin var oluşu bahsetmiş olduğum elektrikli araçlara dönüşüm hızımızın da artacağı yönünde olacaktır.
Gelelim konu başlığımızı oluşturan soruya;
BU DEVİRDE ELEKTRİKLİ ARAÇ ALINIR MI ?
Yukarda bahsettiğim küresel ısınmaya karşı alınması gereken önlemler , artan sürüş menzili ve şarj olanakları elektrikli araç kullanımını arttıran maddeler olarak karşımıza çıkıyor.
Kullanıcı olarak son teknoloji sistemler , bire bir tork aktarımından dolayı sportif sürüş deneyimi, daha seyrek servis & bakım onarım ihtiyacı ve duruma göre ekonomik şarj çözümlerini de işin içine eklediğimizde elektrikli araçların hayatımıza girmemesi için gerek nedenleri minimuma indirmiş oluyor .
“Sizce bu devirde elektrikli araç alınmaması için gereken nedenler nelerdir ? “
Cevap ekleyin